Üniversitede İlk Ayım

Eminim herkesin hep aklında olmuştur "üniversitede ilk ayım, ilk senem nasıl geçecek?" Benimki gayet sıradan ama son derece eğlenceli bir aydı. Üniversiteli olduğum için çok mutluyum, hadi bunun nedenlerine gelelim...

• Ankara'nın alışılmış griliğine inat bir üniversitedeyim 
• Üniversitedeki insan kalitesi gerçekten hissediliyor. Çoğu insandan üniversitelerin biraz daha "izole" ortamlar olduğunu duyuyorum ve bunu anlıyorsunuz. 
• Arkadaş ortamım çok güzel, lise arkadaşlarım ve yeni tanıştığım insanlarla çok mutluyum. (bir ortamı güzel yapan arkadaşlardır, kötü yapan da arkadaş olmamasıdır)
• Çok fazla topluluk var, önceden içimde kalıp da yapamadığım şeylere başlama fırsatı buldum topluluklar sayesinde. Hiçbirine de zorunlu olduğum için gitmiyorum, istiyorum
• Mesleğimle ilgili araştırmalar yapma fırsatım var.
• YURTLUYUUUUMMM!!!!

Çevremde üniversiteye başlayıp aradığını bulamayan, mutsuz, geldiği şehri özleyen çok insan da var tabii. Onlarda ortak olarak gördüğüm şey arkadaşlarının olmaması veya yetersiz olması. %96 extravert biri olarak bu konuda problem yaşamadım ama intravertseniz eğer başınıza gelmesi olası bir olaydır. Bilmiyorsanız da buradan bir kontrol edin derim. 😀

Yazdığım maddeleri biraz inceleyelim...

ODTÜ'yü hep Avrupa'nın yeşilliğine benzetmiştim, bunu çokça kez yazdım blogumda zaten. Bunu geçelim.

İnsan kalitesi ne demek, herkesin buna karşı aşağı yukarı bir bakış açısı vardır. Benim bakış açım da fikir alışverişi yapabileceğim, bir konu açıldığında farklı düşünceler duyabileceğim insanlar benim için kalitelidir. Herkes her konuda fikir sahibi olmak zorunda değil tabii ama herkesin farklı konuda belli bir birikimi var. Bunları birbirimizle paylaştıkça da birbirimize katkımız dokunuyor. Mesela Ezgi bilim kurgu filmlerinde çok birikimli, Baran'ın şarkı zevkleri çok güzel, Göktuğ'un elektronik konusunda bilmediği bir şey yok, ben diller konusunda iyiyim, Ümit spordan çok iyi anlıyor, Meltem'den üniversite-kariyer gidişatını öğreniyorum........ bunun gibi farklı konularda farklı insanların birikimleri var. Herkesten bir şey öğreniyorsunuz.

Topluluklardan bahsetmem gerekirse de, "ÇOK GÜZELLER!" genelde okulu topluluklarla hatırlıyorum. Tabiki ilk hafta takvimin her yerine yazdığım binlerce topluluktan geriye ieee, ort(odtü robot topluluğu), verimlilik ve kız futbol takımı kaldı. Ama hepsine de gayet severek gidiyorum ve eğleniyorum. Kız futbol biraz ilginç sanırım, ama liseden beri en sevdiğim spor futbol ve bunu burada geliştirme şansım olduğu için de çok mutluyum. IEEE'de ise WIE(women in engineering) dalında aktifim. 9 Aralık'ta Yeditepe Üniversitesi'nin düzenlediği bir konferansa gidiyoruz. Her şey güzel ilerliyor 😊😊

"Mesleğinle ilgili ne araştırabilirsin ki, peh!" "madem elektrik elektronik mühendisliğini hala öğreniyorsun neden yazdın be?" hadi bunlara güzel bir cevap vereyim.

Elektrik elektronik mühendisliğiyle ilgili o kadar çok araştırılacak şey var ki, nerden başlasam karşıma tonlarca yeni şey çıkıyor. Sonu yok anlayacağınız. Hatta elektrik elektroniğin tek bir dalı bile uçsuz bucaksız. Yapay zekadan giriyorum, robottan, nanoteknolojiden giriyorum ve tonlarca makale çıkıyor karşıma. (nanoteknoloji aklımda hep var, sanırım bu alana yöneleceğim) Solidworks ve Proteus ISIS kullanmayı öğrendim, yakın zamanda C kursu da var. Öğrenilecek tonlarca program, dal, proje vs... varken, hangi mesleği öğrenmek biter ki?

Ben bu yazıyı yazarken saat 1'i buldu, Meltem hala yarınki organik kimya sınavına çalışıyor, ona motivasyon için sıcak çikolata yaptım.

Üniversitede ilk ayımı elimden geldiğince özetledim. Herkesin bambaşka bir ilk ayı olmuştur tabii. Farklı üniversiteler, farklı arkadaşlar, farklı birikimler, farklı topluluklar.... Ama extravertseniz veya mükemmel bir arkadaş ortamınız varsa çok daha fazla eğleniyorsunuz!

Umarım 5. 10. 60. 79. ayınız, aylarınız da bol kahkahalı ve birikim aktarmalı, eğlenceli geçer 😃😃😋